Mevlâna, Şems-i Tebrizi’den ayrıldığı zaman inanılmaz acılar çeker ve ondan haber getirenlere hediye…ler verir.
Bir gün sarhoş der ki: Şemsi-i Tebrizi’yi Bağdat’ta gördüm. Mevlana sırtındaki kaftanı çıkarır ve ona hediye… eder.
Yanındakiler gelirler:
“Aman efendim, ne yaptınız? O, sarhoşun tekidir. Onun Şems-i Tebrizi’yi görmesi imkansız. Bütün gün ayyaş ayyaş dolaşır. Yalan söylüyor.”
Mevlâna tebessüm ederek;
“Biliyorum ” der. “Onun, bırakın görmeyi, Bağdat’a gidemeyeceğini bile biliyorum. Ben o kaftanı onun yalanına verdim. Eğer gerçek olsaydı, canımı verirdim.”