İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki: Açlık, uykusuzluk, halvet ve sükût etmek kişinin dinini, imanını koruyan kaledir.Açlık, kalbin kanını azaltır; kalbi nûrlandırır. Açlık, kalbin yağlarını da eritir, yağlar eriyince de kalp incelir. Kalbin incelmesi ise, manevi ilminin anahtarıdır. Kalbin katılığı da kalbin perdelenmesine sebep olu…r. Açlıkla, düşmanın yolu daralır. Çünkü düşmanın mecraları, şehvetlerle dolu bulunan damarlardır. Bu bakımdan aç kalmanın, kalbin aydınlanmasındaki faydası apaçık bir şeydir.Uykusuzluğa, az uyumaya gelince; bu kalbi cilalar, tasfiye eder, nûrlandırır. Bu nûr, açlıktan ötürü kalbde oluşan berraklığa eklenir.Böylece kalp, pırıl pırıl parlayan bir yıldız ve berrak bir ayna gibi olur. Bu takdirde Hakkın cemâli kalbde görünür.Âhiret derecelerinin yüksekliği kalbde müşahede edilir. Dünyanın hakirliği ve âfetleri belirir. Böylece kişinin dünyadan el çekmesi ve âhirete yönelmesi tamamlanır.Uykusuzluk da açlığın neticesidir.Çünkü toklukla beraber uykusuzluk mümkün değildir. Uyku kalbi katılaştırır ve öldürür, ancak zaruret miktarında sakınca yoktur.Bu takdirde gayb esrârının keşfine sebep olur. “Evliyanın yemesi keyif için değil, mecburidir, uykuları galebedir, konuşmaları zarurîdir” denilmiştir.